Kendine kefil olamayana; kim kefil olabilir. Olsa ne olur?

Benliğine kefil ol ve biz deyip yola çık.

 

‘SEN’ KİMSİN?

Benlik çukurundan kurtulamayanların anlayamayacağı bir dildir;'BİZ'olmak.
Ancak yüreği mert olanlar taşır.

İnsan ne demek, adalet ne demek, ahlak ne demek, ‘Biz’ nasıl olunur hiç anlamadılar. Anlamayacaklar.

Heybenin neresinden tutarlarsa tutsunlar, içine ne doldururlarsa doldursunlar benlik kibrinde boğulurken dibinin delik olduğunu asla göremeyecekler.

Çünkü hak ile batılı bilmeyenler, adalet ile zulmü bilmeyenler, cebindekini şerefinden üstün tutanlar, makam, mevki sevdası nefislerinin önüne geçenler; doğum ile ölüm arasında ki o ince köprüyü neden yürüdüklerini asla anlamayacaklar.

İNSAN;

Yüce Rabbin; en değerli makamı verdiği, İnsanın hakkını yemeden, gözeterek, koruyarak, adil, Müslüman’a yaraşır bir fıtrat ile koruyabilen kişidir.

Merhamet yoksa İnsan, İnsan değildir.

ADALET;

Benim eşim, benim dostum, benim arkadaşım, benim olan demek değildir.

Adalet onun arkadaşı, onun dostu, onun eşi, onun kardeşi ama Haklı olan O diyebilmektir.

“Adalet Mülkün Temelidir.”

Temeli sağlam olmayan Mülk yıkılmaya mahkûmdur.

Ben diyenler,  sadece Allah rızası için doğru olanı yapmanın verdiği huzuru bilselerdi, hırslarının bencilliklerinin ve maddiyatlarının gücüne tapmazlardı.  Ahlakın olmadığı bir düşüncede insan olarak kalmanın ve adil bir davranışın varlığından söz edilmesi mümkün değildir.

Öyleyse;

Benlik heveslerinden kurtulup, insanca, adaletli, bir şekilde düşünüp yol alarak biz olmayı öğrenmek zorundayız. Konfor alanlarından, kişisel hırslardan, çıkar ilişkilerinden, dedikodulardan kurtulmak zorundayız.  

Keyfi alanların dışına çıkılmadıkça, elini taşın altına koymadıkça, benlik heveslerinden kurtulup biz olma yolunda gerçek anlamda ilerleyemeyiz.

O zaman ne yapmalıyız?

Susmalı, yola çıkmalı ve birlikte koşmalıyız.  

Amasız, fakatsız ve çıkarsız.

Hepsi bu…

Yolda biziz, yolcuda biziz, yolun sonu da biziz.

SEN KİMSİN?