Edep, bir insanın her konuda haddini bilip onu aşmamasıdır. Salih bir mümin için gerek Allah’a gerek insanlara karşı haddini bilmek kadar büyük bir fazilet yoktur.

EDEP VE HAYÂ      

 Edep, bir insanın her konuda haddini bilip onu aşmamasıdır. Salih bir mümin için gerek Allah’a gerek insanlara karşı haddini bilmek kadar büyük bir fazilet yoktur.  Resûlullah (s.a.s.): “Her bir dinin kendine has bir ahlakı vardır. İslam’ın ahlakı hayâdır.” (İbn Mâce, Zühd, 17) diyerek, edep ve hayânın İslamiyet’ten geldiğini, kötülüklerden alıkoymada önemli rol oynadığını ve müminin belirleyici değer ölçüleri arasında bulunması gerektiğini belirtmiştir. Dolayısıyla, her zaman her yerde edepli, hayâlı olmaya çalışmalıyız!            

Edep ve hayâ, bir binayı ayakta tutan direk gibidir, direksiz binanın ayakta durması kolay olmadığı gibi, edepsiz ve hayâsız kimsenin de imanını muhafaza etmesi zordur.  

ÇİFT TOKMAKLI KAPILAR

Osmanlı’dan kalan tarihî evlerin dış kapılarına dikkatle baktığınızda iki tokmak görürsünüz. Bunlardan biri büyük diğeri ise küçüktür. Büyük olan yukarıda küçük tokmak ise biraz daha aşağıdadır. Bu ince ayrıntı eve gelen misafirler hakkında ev sahibine bilgi verirdi. Nasıl mı? Eğer gelen kişi erkek ise büyük ve yukarıda olan tokmağı çalar, kadın misafir ise küçük ve biraz daha aşağıda olanı çalarmış.

Bu da ev sahibinin kapıya gelen misafir hakkında bilgi sahibi olmasını ve ona göre karşılamasını sağlarmış. Üstelik bu tokmaklardan büyük olanın sesi daha kalın ve tok çıkar, küçük olanın ise ince ve naif çıkarmış.Kapı tokmaklarını incelediğinizde her birinin o devrin sanat görüşünü, örfünü, kültürünü taşıyan motiflerle yapılmış olduğunu görürsünüz.

Yolunuz Kemaliye ve Safranbolu gibi tarihî evleri, konakları barındıran kasabalara düşerse kapı tokmaklarına dikkatli bakın. Ecdadımız basit bir kapı tokmağı deyip geçmemiş, bir sanat ve zarafet eseri olduğu kadar ince bir düşünce ve kültürü içerisinde barındıran bir medeniyeti oluşturmuştur. -